Mutlu bir Noel mi Yoksa Ateşkes mi? : Bu sıra sinema dünyasında politik filmler veyahut gerçek bir hikâyeden alınma filmler yine moda olmuş durumda. Geçenlerde 2005 yapımı İstanbul Film Festivalinde de oynamış ancak tabii ki Hollywood dünyasına adım atmadığı için pekte bilinmeyen Joeyux Noel isimli bir film gözüme takıldı ve izledim.
Filmde bu aralar Rush- Zafere Hücum adlı filmde Avusturyalı Rallici Niki Lauda’nın hayatını canlandıran Daniel Brühl yine başrolü çekmektedir. Brühl tipinden mi karizmasından mı bilmem ama oynadığı birçok filmde hep Alman ırkından birini canlandırması ayrı bir tartışılması gereken konu olarak düşünüyorum. Joeyux Noel’de de yine bir Alman askerini canlandırıyor.
Filmimize dönecek olursak; 1914 yılında yaşanan gerçek bir hikâyeden alınmıştır. 1.Dünya Savaşının başlamasına dakikalar kala İskoç, Fransız ve Alman askerleri arasında yaşanan ilginç dayanışmayı izleyiciye sunuyor. Filmin girişinde en çok dikkatimi çeken şey ise; üç ülkeye mensup ufak çocukların sınıflarında ayağa kalkıp savaşacakları ülkeye karşı kin ve nefret içeren cümleler söylemesi olmuştur. Herhalde o sıralar Osmanlı çocuklarına da ‘‘Kahrolsun Yunanistan’’ şiarlarıyla nefret dolu sözler söyletilmiştir. Filme dönersek bu üç ülkenin askerlerini şöyle tanımlarız; siyah şapkalılar İskoç askerleri, güçlü silahlarıyla mevzide yine o disiplinli tavırlarıyla dikkat çeken Almanlar ve ne yapacaklarını hiç bilmiyormuş gibi bekleyen saf Fransız Askerleri. Bu üç ülkenin askerlerinin ortak noktaları ise gelecek bir emirle birbirlerini ortadan kaldırmak istemeleridir. Ancak araya Noel’in girmesi bir gün daha onları savaşmaktan uzak tutmaktadır. İşte tam da o gece Alman Ordusunda yer alan bir opera sanatçısının mevzisinden çıkarak yüksek sesle okuduğu İskoç Marşı ve bunu duyan İskoç Askerlerinin ellerindeki müzik aletleriyle ona cevap vermesi ile askerler arasında yaşanan ilginç dayanışmayı izliyoruz. Tabii olanlara anlam veremeyen ama bu dayanışmaya destek veren Fransız askerlerini de unutmayalım. İşte buradan sonra film kopmaktadır. Askerler silahlarını bırakır ve dostluk başlar. Bir gün de olsa barış ilan edilir oynanan futbol maçları, okunan marşlar dostluğu pekinleştirir. Tabii bu dostluğa her üç ülkenin de askeri oligarşisi karşı çıkarak savaşı hızlandırmaya çalışıyor. Filmde en çok dikkatimi çeken iki ayrıntı ise; Alman Komutanın Yahudi oluşu yani SS’ler henüz piyasada yok. Diğer ayrıntı ise; Alman Askerlerin mevziden çıkıp İskoçlara ‘‘ İyi Akşamlar İngilizler’’ demesi üzerine İskoç Askerlerinin ‘‘ Size de iyi akşamlar Almanlar ama biz İngiliz değil İskoçuz’’ diyip kahkaha atmaları benim en çok etkilendiğim sahnelerdendi. Yani İngilizler ölüme ilk olarak yıllardır sömürdükleri İskoçları göndermişler. Film, klasik savaş filmlerinden çok farklı olarak savaşın dostluğu da getirebileceğini insanlara sunuyor.
Not: İSKOÇ MİLLİ MARŞI [www.youtube.com]
Related posts:
Serhatcan Yurdam (@syurdam): Ne mutlu 23 Nisan’ı bayram zannedene
Deniz Ergürel (@denizergurel): Gazetelerin sonu mu? Yoksa yeni bir başlangıç mı?
T24 yazısı: Erkan Saka: Çocuklar için asıl tehlike sosyal medya mı yoksa otoriteler mi?
Elif Sudagezer: ‘Devrimden Sonra’ üzerine (A brief review on After the Revolution, a Turkish movie)
Emre Sevimbige (@fable_edgar): 3 Aktör 10 Film Yabancı Versiyon
↧